Söz Fotoromanı :)


Fotoğrafın Büyük Hali İçin Lütfen, Fotoğrafa tıklayınız...

Aman Allahım... Söz-LeNDi(M)-K

Milyonda bir ihtimal görünen bir hastalığa yakalandı...
Milyonda bir kişiye verilecek büyük ikramiyeyi kazandı...


Milyonda bir rastlanan çiçeği gördü... v.b.
Bunları hep duyar merak ederdim, nasıl oluyor ne kadar bahtsız ne kadar şanslı diyerek…
Derken böyle bir şey benimde başıma geldi.
Milyonda bir rastlanan bir şey…
Hayalini kurduğum ama imkansız dediğim, rüyalardan öteye gidemeyecek ve hiç ulaşamayacağımı düşündüğüm bir şey...


Bir insan, Bir kadın, Bir dost ve Bir eş…
Akıllı olsun, güleryüzlü olsun,güzel olsun, anlayışlı olsun, beni sevsin, ben onu seveyim, önceliği hep ben olsun, konuşabilelim, tartışabilelim ve en önemlisi paylaşabilelim...
Güvendiğim, zor günümde destek olan, mutluğuma ortak olan, hayatla olan mücadelemde beni cesaretlendiren, geleceğe baktığımda umutlandıran, ellerinde huzur kalbinde sevgi ve gözlerinde kendimi bulduğum birini istiyordum.
Bu bloğun sahibini tanımadan önce böyle birinin hiç var olmayacığını, hayalden öteye gidemeyeceğini ve asla birlikte olamayacağımı düşünüyordum.
Derken karşıma Mine ÖZÇELİK çıktı …
Yaşadığım şoktan çıkmam biraz zor oldu ama kısa sürede ne kadar şanslı olduğumu fark ettim ve bu mutluluğun tadını birlikte çıkarmaya başladık...
Günler günleri aylar ayları takip edip zaman akıp gitmeye başlayınca artık zamanı geldiğini düşünerek hayatımın en önemli kararını sevdiğimle paylaştım.


Ne mutlu bana ki aynı duyguları onunda taşıdığını teklifimi geri çevirmemesinden anladım :)


Ve 05 ARALIK 2010 Pazar günü, almış olduğumuz kararın ailelerimizin de onayını alarak tescillenmesini sağladık.
Artık bu mutlu hikayenin ölümsüzleşeceği güne çok az kaldı…
İyi ki varsın sevgilim…
Seni, senin beni sevdiğinden çok daha fazla seviyorum , hepte seveceğim…



Sevgiler,

Eşin Tamer

Büyük Fotoğraf İçin...


Mutluluğumuza ortak olan tüm eş,dost,akrabalarımıza da teşekkürü borç biliriz :)


Fotograf Çekimi : Beste BENZEŞ

Fotoğraf Derleme : Mine ÖZÇELİK

Duygu Yüklü Cümlelerin Sahibi : Tamer DENİZ

Gölkay 2010

Bu yıl ülkemizde hatta şehrimizde ilk defa gerçekleşen, bir çok ülkeden çok sayıda sporcunun katıldığı su kayağı şampiyonası Gölkay 2010 sağ salim atlatıldı :)İzleyici olarak çok fazla katılım olmadığını görmek beni üzsede önümüzdeki dönemlerden umudum var :)
Birkaç Fotoğraf Seyrinize...
Kocaeli / Gölkay / 2010
Mine ÖZÇELİK








Sevgilim, SüperTamerim :)
Seni Çok Seviyorum :)
İyKi vArSıN....


Bolu'ya Yolunuz Düşer İse... " Hindiba Pansiyon "

....Düşmez ise de Hindiba Pansiyon :):):)

Sevgilimle birlikte güzel bir haftasonu geçirmek istedik.Bir süre önce internetten bakıp bulduğum " Hindiba Pansiyon " a gitmeye karar verdik.

Amacım sevgilim ile birlikte güzel bir haftasonunu geçirmek hemde sevgilimin doğum gününü kutlamaktı.
Cumartesi sabahı yola çıktık..
Keyifli ve eğlenceli bir yolculuktan sonra Hindiba Pansiyona vardık.Küçük sevimli bir yer karşıladı bizi):Herşey web sitesindeki gibiydi.( sadece dere hariç :) )
Odaların,ortak alanın, restoranın fotoğrafları...
Öğlen sıcağının kavurduğu biranda odamızın içinin klimasız doğal serinliğine, sempatik ve şirin odanın her köşesinin ince düşünülerek tasarlanmasına hayran kaldık.
Bisiklete bindik,ellerimizi bırakıp rüzgarı kucakladık .Pringles yedik sonra pringles'ı tripod olarak kullanıp kendimizi kadrajladık arada üşüdük,terledik, yorulduk... Bol bol fotograf çektik Büssürü mum yaktık sonra keyif yaptık Hafif kötü Türk kahvesi içtik, ( valla içtiğim en kötü türk kahvesi idi,Keyifli bir akşam olmasa problem çıkarırdım ama neyse : )Keyifli şarkılar dinledik, Hafif korku filmi izledik
Bol çeşitli, lezzetli ve açık büfe akşam yemeğiyle karnımızı doyurduk. Hem göze hem mideye hitap eden mezeler de harikaydı :) Ellerinize sağlık :)

Açık havada, uyuyan bir köpek ve birkaç aç kedi ile birlikte keyifli bir kahvaltı yaptık. Dönüş yolunda gidilebilecek yerler için küçük bir kroki aldık. Yolunu bulamadığımız birkaç göletten sonra yeniçağ göletine ulaştık. Sazlıkların gölete verdiği yeşil renge şaşırdık, balık tutanları izledik, tuttukları oldukça büyük sazanlarla birlikte fotograflarını çektik, kaçırdıkları en büyük balığın hikayesini dinledik, birkaç yusufçuk görsekte objektifimizin içine bir türlü alamadık ve belki başka sefere diyip dönüş yoluna koyulduk.
İzmite gelmeden son durağımız Sapanca oldu…
Gölün kıyısında iskelede oturup birkaç şey atıştırdıktan sonra keyifli bir sohbetle gezimizi noktaladık.
Gezdik, gördük ve çok eğlendik …

Keyifle geçirdiğimiz haftasonumuzdan, Mutluluğumuzun fotoğraflardan dışarı taştığı birkaç kareyi paylaşarak noktalayalım.
Evet , gerçekten,Gezdik, Gördük ve Çok Eğlendik…

Not : Gezi amacından saptı, çok daha önemli bi haftasonu oldu bizim için Onuda ilerde anlatırız :) belki ...

Mine ÖZÇELİK & Tamer DENİZ






































Beklemek güzeldir….Ucunda sevdiğine ulaşabilme ihtimalin varsa…

Beklemek güzeldir….Ucunda sevdiğine ulaşabilme ihtimalin varsa…

Gözünün biri izlediğin filmdedir biride telefonunda…
Telefonunun sesinin açık olduğunu ve çaldığında melodiyle birlikte titreyeceğini de bildiğin halde…

Beklemek Güzeldir...

İçinden gelmiştir en sevdiğin şarkının sözlerini mail olarak göndermişsindir.
Maile bir cevap alma gibi bir beklentin olmamalıdır,

sevdiğine en sevdiğin şarkının sözlerini göndermek içinden gelmiştir çünkü;
ama yinede ikide bir posta kutusuna bakar yenile tuşu olan “ F5 “ e basar durursun…
Yada cevap beklediğin bir mail için sürekli “ F5 “ e tuşuna basar durursun…
Sanki mail gelse posta kutuna direk gelmeyecekmiş gibi…

Beklemek Güzeldir...

Kızgınsındır,Kırgınsındır,Bilmem belkide üzgün ve tek başına olmak istemişsindir gerçekten.

Bir yerde kahve içmeye gidersin kendin ve Düşüncelerinle birlikte
Ama geçen bilmem kaç kişiden birini mutlaka ona, "Sevdiğine" benzetirsin, yada arkadan çıkıp gelsin, sürpriz yapsın istersin...
Beklemek Güzeldir...

Ve bunların hepsi çok keyiflidir Ama Ucunda sevdiğine ulaşabilme ihtimalin varsa…

Mine ÖZÇELİK
30072010 / 10:59

Hayatta üç şeyi doğru seç ! mek

''Hayat sana teşekkürler'' (Gracias a La vida) demek istiyorsan ve ileride bir gün "keşke" demek istemiyorsan, üç şeyi doğru seç:

Eşini doğru seç;

Doğru eş her zaman uzun zaman flört ettiğin kişi değildir… Önemli olan kısa zamanda da olsa fikirlerin uyuştuğu, yaşam tarzının benzediği, espri anlayışının yakın olduğu, zor zamanlarında hep yanında olacağını bildiğin, dertlerini sevinçlerini paylaşabileceğin, fikirlerine ve olaylara bakış açısına güvendiğin, senin fikirlerine saygı duyan, konuşmaktan sıkılmayacağın, hayata küstüğün zaman seni kabuğundan çıkarıp eğlendirebilen, gözlerine baktığında ne söylemek istediğini anlayabildiğin, aynı zamanda iyi bir arkadaş, fiziksel görünüşünün dışında da seni sen olduğun için sevebilecek ve bunu kaldırabilecek birini eş olarak seçmelisin! “Dünyada böyle biri var mı?” Diye sorabilirsin şimdi; emin ol var! Tabi ki sayıları fazla değil. Hatta hayatta insanın karşısına bir ya da iki kere çıkar. Belki de hiç çıkmaz. Önemli olan onu fark edebilmek... Eğer bu satırları okuduğunda aklından bu özellikleri barındıran bir isim geçirmişsen çok şanslısın... Ne olursa olsun onunla birlikte olmak için elinden geleni yap... Çünkü bir daha onun gibi birini bulma şansın çok az emin ol... Bütün aptal âşıklar gibi ilk hareketi ondan beklersen çok geç kalırsın. Eğer bu satırlar sana öyle birini çağrıştırmıyorsa ya da şu an evliysen yapacak bir şey yok… Ama henüz bekârsan onu aramaya hemen başla! Onu fark edebilmek için sadece etrafına bakman yeterli olacaktır...

Çünkü o da SANA bakıyor olacaktır...


İşini doğru seç...

Doğru iş rahat iş değildir; çok kazandıran iş değildir, kariyer değildir, klimalı büro ortamı da değildir… Doğru iş olmaktan zevk aldığın yerdir… Sabahleyin kalktığında gitmekten üşenmediğin, bıkmadığın yerdir…

Tabi yanında rahatlık, para, kariyer varsa ne ala...


Arkadaşını doğru seç...

Çok sayıda arkadaşının olması "iyi arkadaşın" olduğunun ispatı değildir… Güzel günlerdeki arkadaşlıklar geçicidir... Mutluluklarının yanında, acını da paylaşabileceğin, fikirlerine ihtiyaç duyabileceğin, her zaman yanında olmasını isteyeceğin, seni madden değil manen zengin eden bir tek arkadaş sana çok şeyler katacaktır...




Hadi bakalım bol şans hepimize ! Doğru seçimlerimiz için ....
Ama üç seçimle sınırlamamak lazım derim yinede ...


Mine ÖZÇELİK DENİZ

Sertap'ın Son Albümü " Rengarenk "

Çoğu albümünü sevdiğim gibi sertap'ın bu albümünüde sevdim.



O kadar çok ki sevdiğim şarkısı...hepsini listeleyemeyeceğim.


Ağzına , Yüreğine, Sevgine sağlık Sertap...Hep Bizle Kal ve Üret , Olur mu ?


Bu şarkıda çoğu şarkı gibi Muhteşem, Tam benim için yazılmış :):):)


Kendime ve başımı hep omzuna yaslamak istediğim Sevgilim'e İtafen :)



Rengarenk



Eskiden bambaşkaydım

Herkes tamdı ben yarım

Boşluklar hep dolar ya

Yalnızdı benim yanım

Bir gün aşka rastladım

Sildim yeni başladm

Bir omzum oldu sonunda Ha hay…

Başımı yasladım

Gözüm kara kalmadı yara

Oldum renga rengarenk

Bazen her şey sararıp solar

Biz hep renga rengarenk

Ben suysam o ateş

Ruhu var ruhuma eş

Griler hep düşmanım

Kırmızılar bana kardeş

Dilimde o nağmeler

Seviyorum demeler

Saçlarım hep boynunda Ha hay…

Ne güzel kareler






Pamuk İpliği


Pamuk İpliği...

Yolu olmayan bir bahçe...
Keyifle içilen iki bardak süt ve yanına iki dilim kek.
Gözlerini huzurla kapayıp, uykuya dalmak.
Gözlerini açtığında ise senin olduğunu bildiğin bir kalp ve akıl ile uyanmak.
İki iken birden bire bir " Bir "olmak...

Güzel ve Eğlenceli Hayaller Bunlar :)
Hayallerim pamuk ipliğine bağlıda olsa,
zaman zaman karşıma geçip seyre dalma rolü düşsede yine bana,
Umudum var ve herşeye rağmen;
Seviyorum Seni Hayat....
Tek ricam, sende beni sev olur mu ?
21072010 \ 00:04

Ne Yardan Ne Serden...

" Ne Yardan Ne Serden " geçebilir insan, ne de vazgeçilsin - vazgeçsin ister.

Ne yapılır böyle durumlarda bilemedim.

İnsanoğluyuz, çiğ süt emmişiz bla bla bla...

Düşünmek, Taşınmak, Karar vermek,Uygulamak ve MUTLU SONA ulaşmak gerek...

Ama Nasıl ? Bilemedim...

Bu arada ben ,Lilyum Çiçekleri kadar gelincikleri de severim... Ama dalında, masamda değil :)




Şeker Hastaları İçin Diyet Listesi


SABAH
1 çay bardağı şekersiz çay 2 kibrit kutusu beyaz peynir,Salatalık, domates 2 dilim kepekli ekmek
ARA ÖĞÜN
1 su bardağı ayran2-3 adet kepekli bisküvi
Veya 1 porsiyon meyve
ÖĞLE
3 köfte kadar kadar et (100 gram)(tavuk,balık da olabilir) veya 1 porsiyon kuru baklagil yemeği 1 porsiyon sebze yemeği , Salata 1 kase yoğurt 2 dilim kepekli ekmek
İKİNDİ
1 dilim kepekli ekmek1 dilim beyaz peynir
veya1 porsiyon meyve
AKŞAM
1 kase çorba1 porsiyon sebze yemeğiSalata1 kase yoğurt
2 dilim kepekli ekmek
GECE
1 su bardağı şekersiz süt1 porsiyon meyve


Yasak yiyecekler

• Rafine sofra şekeri ve bununla yapılmış tatlılar, reçel, marmelat ve şuruplar.
• Hamur işleri, mantı, çörek, şekerli kurabiye­ler, pastalar, tahin helvası ve çikolata.
• Alkolün her çeşidi.
• Kızartma ve kavurmalarla füme etler.
Kuru yemişler (fındık, ceviz, badem, çam fıstığı ve kestane)
• Sucuk ve pastırma ve bilumum konserveler.
• Katı yağlar: Mayonez, tereyağı, kaymak ve margarinler.
• Tuzlu hazır yiyecekler.


Bir öğünde yenebilecek Meyve miktarları (Sadece bir tanesi !!!)

Erik (yeşil)…………………..8 adet
Erik (kırmızı)……………….5 adet
Portakal……………………….Bir orta boy
Ayva…………………………….Bir orta boy
Nar………………………………Yarım
Karpuz…………………………Bir dilim
Kavun (nadiren)………….Bir dilim
Çilek……………………………6 adet
Elma…………………………….Bir orta boy
Mandalina…………………….Bir orta boy
Armut………………………….Bir orta boy (ham)
Kiraz……………………………5 adet
Vişne……………………………10 adet
Şeftali ………………..1 adet

Şeker Hastalığı...

Bir kaç hafta önce babamda ani değişikler meydana geldi. Sabahın köründe dışarı çıkan, akşam yemeğine anca eve gelen babam, bir kaç haftadır evden çıkmaz oldu. ilk önce sürekli yatma isteği, Sonra göz ağrısı başladı daha sonrada göz kayması.Çok kısa zamanda ortaya çıkan bu belirtilerin sonucu 4 tane doktor muayenesinden sonra meydana çıktı...

Şeker Hastalığı...

Bir oturuşta bir kilo çilek yiyen , 2,5 litre kolayı bi günde tüketen Babama, bu hastalıktan sonra hayat biraz daha renksiz , tatsız , asitsiz :) olacak gibi gözüksede biz ona herşeyi yiyebileceği ama sayılı yiyebileceğini anlatamadık :) ( Gerçi yine Kola yok, Soda Yok, )

Babamın şekeri 140 civarlarında.Kullanacağımız
diyet listemiz örnek teşkil edebilir fakat muhakkak bir doktora danışıp kullanılmalıdır.

Babam ve nice şeker hastalarına acil şifalar diliyorum.

Son Zamanlarda..

Son zamanlarda bloguma yazı yazamaz oldum. Nedendir bilmiyorum bir tembellik bir atalet geldi oturdu yanıbaşıma gitmek bilmiyor.Bu durum huzursuz ediyor aslında beni...

Oysaki bu ara hayat o kadar hızlı akıp geçiyor ki...

O kadar fazla değişiklik oluyor ki günden güne hayatımda hangisinden başlasam bilemedim.

Ama yazmak istiyorum! Blogumun ,ilerki zamanlarda bana geçmişimden anektodlar hatırlatacak hafızam dışında tek yer olduğunu düşünürsek, aklıma ne gelirse kayıt altına almalıyım :)

Son dönemde beni mutlu eden, Bir çok insan, olay, durum 'dan biri hatta en önemlisi olan sevgilimden başlamak istiyorum.

Bende pek yazma yeteneği olmadığı için süslü cümleler kuramasamda, ifade edebildiğim kadar etmek istiyorum :)

Düşündümde Sanırım sevgilim'i ayrı bir yerde anlatsam iyi olacak yoksa hayatımda ki diğer yeniliklere yada haberlere vakit kalmayacak :)

Sevgilim, ayrı bir başlıkta Bize devam edeceğim :)
Hayatımı son 3 aydır o kadar fazla kapladın ki, burası yetmeyecek :)


Sinemimden bahsetmeliyim :)
Temmuz 2 itibari ile tam tamına 19 haftalık bir bebeğe sahip arkadaşım :)
Her geçen gün şişen ayakları ve karnı ile dünyaya çok sevimli bir bebek getireceğinin sinyallerini veriyor etrafındakilere :)
Her ne kadar, oğlan olsun , ilerde doğacak olan ( Bakmayın oğlan dediğime kız yada erkek hiç fark etmez, fakat yegenlerimden oğlanlar bana çok düşkün olduğu için bir oğlan sevdası var bende bu aşikar :):) ) oğlum ile arkadaş olsun desemde :):)
kız yada erkek hayırlısı ile " ada yada ege " bebek seni bekliyoruz...
( Bu arada ben bu yazıyı yazmaya başladığımda hazirandı ve bebek cinsiyeti belli değildi bugün ayın 2'si ve bu akşam doktor kontrolleri var.Bu sefer ufaklık nazlanmassa artık keyifli ama sabırsız bekleyiş son bulacak :) )




Dın Dın diğer önemli Faaliyet :)

Tenise başladım :)

Tenisle birlikte te iç çatışmalar, özgüven sorunum mu var demeler, bireyselliğe alışmışlığın bendeki huzursuz yansıması, öğrenebilecekmiyim tasası, sevgilimle oynadığım için onun sanki daha hızlı öğrendiğini düşünmem ve bana bunun da olumsuz yansıması bla bla bla... daha bir sürü fikir beynimde dönüp dolaşıyor :)

Aman Allahım bir tenis sporunu öğrenmem daha hangi eksiklerimi görmeme vesile olacak :):) Görmem problem değil , önemli olan sanırım iyileştirebilecek olmam . Neyse umudum ve beni destekleyen bir annem, arkadaşım ve sevgilim var . Şanslıyım ve mutluyum.
Tenis oynamayı öğrenemesemde bir çok olumsuz iç çatışmamı iyileştirmiş olacağım .
Her türlü kardayım yani ...
Kısaca tenis...
şimdi 4 kere tamer , 4 kere mine Backhand vuruyoruz öğrenene kadar...
Mine, önce sol omzun bana dönsün sonra hareket et daha sonrada kolunu döndürünce uzat top ileri gitsin, gitmesini istediğin yere...Tamer, raketi düzgün tut,yavaş kalma topa vurmakta,kolunu kırmadan çevir raketi...
( o arada sayısını bilemediğim sanırım 50 civarı top biter )
Sonra, Eliza.." Hadi,topları topluyoruz... " der..
Kortta dağıttığımız topları toplamaya başlarız ve hadi yine baştan :):)

En sonki derste eren de bize top toplamak için yardımcı oldu :) her ne kadar yarısında kaytarsa da seni Tenis hatıralarımızın En Güzel ve hızlı top toplayıcısı ilan ediyoruz :)
İyki varsın Eren :):)


Devam Edecek... 02.07.2010

Çaktırmadan Evlenme Teklifi Etmenin Bilmem Kaç Yolu :):)

1
Gözlerim, gözlerini görmediğinde renkler birbirine karışıyor,
Ellerim , ellerine değmediğinde nesneler anlamını yitiriyor,
Burnum, kokunu koklamadığında en güzel çiçekler bile kokmuyor,
Ve kalbim, kalbinle birlikte atmadığında yaşam anlamsız oluyor...
Yaşamımı anlamlı kılmak ister misin ?
Seni Seviyorum...
2
Hayatımızın sonuna kadar bu geveze adama katlanır mısın ?
3
Sevgim kelimelerle anlatılmayacak kadar büyüdü ölümsüzleştirmek için sadece bir şey kaldı . Ne dersin ?
4
Peki, sen benim olacak mısın ömrümüz boyunca :)


5
Parmak ölçünü aldın mı ?
Asıl sormak istediği, Sevgilim, Parmak ölçünü verecek misin ? :)


6
Siyah-Beyaz yaşadığım hayatımın, renkli bakışları olmaya devam eder misin? :)))
7
Gecelerini aydınlatan fener,rahat ve huzurlu uyumanı sağlayan bir bekçi,ilk gözünü açtığında yüzünü güldürecek biri olmamama izin verir misin, tabi ömürboyu ?


Sevdiğimle Bir Hafta Sonu...

Daha önceden bir kere gidilmiş bir yol...
Eğlenceli bir keşif...
Muhteşem doğa ve doğanın bize süprizleri...Ve birde sevdiğiniz yanınızda,
Daha nolsun...
Yol müzikleriniz, keyifli sohbetler,kelebekler,Tahta kulubeler, Motosiklet şovları,Dereden geçebilmenin keyfi :), Gelincik tarlası arama maceraları, Arabanın anahtarını cepte bulamama, aptal aşık olma modu :)
Maşukiyeden başlayıp, pamukovadan çıkmak, ordan sapancaya uğrama, bir kahvenin kırk yıllık hatrıyla günü bitirmek...
08052010








Sevdiğimin Gözünden " Biz"...

Her insan kendi dünyasını yaşar.Ve her insan kendi istediği ölçüde genişletir yada daraltır dünyasını.
O yüzden zordur başkasının dünyasına girmek, onun dünyasından hayata bakmak, kendi dünyasıyla onunkini birleştirmek ve yaşamak…
Ve kolay değildir alışkın olduğun şeylerden uzak kalmak, elindekileri paylaşmak ve kendinden çok bir başkasını düşünmek…



Tüm bu olumsuz düşünceler öyle bir an gelir ki siz daha neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar bile veremeden siliniverir. Sadece bir bakışın, bir gülüşün belki de bilinçsizce yapılan bir hareketin sizi bu denli çaresiz bırakmasına şaşırırsınız. Hemen kurtulmalıyım kendime gelmeliyim derken her geçen gün o girdapın tüm bedeninize sahip olduğunu ve içine çektiğini hissedersiniz. Ve anlarsınız ki aslında olmak istediğiniz yerde ve olmak istediğiniz kişiylesinizdir.


İşte tam bu noktada buluştum Mine ile…
Tanıştık… Tanıdıkça aslında benzer dünyalarımız olduğunu anladık. Birbirimize her geçen gün biraz daha güçlü bağlanmaya başladık. Farklı dünyalarda yaşayan iki insanken, tek bi dünyada yaşamaya çalışan, birbiri için düşünen, birbirine inanan ve hepsinden önemlisi birbirini seven iki insan oluverdik…


Mutluyum …
Bir tohum ile başlayan fidan olup bu satırları yazmama sebep olan bu sevdanın, büyüyüp ağaç olup meyvelerini vermeye başladığında da farklı duygular ama aynı sevdayla devam etmek dileğiyle …
İyi ki varsın Sevgilim…
Sevgilin Tamer DENİZ :)
10052010


" Su Bakireleri "

Doğa’ya baktığımızda hepimizin hayran olduğu bir canlı muhakkak vardır.

“ Su Bakireleri “ olarak kullanmayı tercih ettiğim ama genel adı ile yusufçuk olarak bilinen harika varlıklara ben de hayranım.
Neredeyse 360 derece görüş açısına sahip olmak, hızlıca yolunda ilerlerken istediğin an durmak ve ters yöne hareket etmek, Bin bir güzellikteki renklere sahip olmak …

Bunlar bile büyüleyici bence :)

Sizlere daha ayrıntılı bilgi vermek adına su bakireleri ile ilgili bir yazıyı paylaşmak isterim.Bu arada paylaştığım fotoğrafların büyüleyici olduğunu düşünmekle birlikte umarım bende böyle bir anı ölümsüzleştirebilirim ! diye umut ediyorum :)

Keyifli Okumalar,
( Yazının kaynağına ulaşamadığım için, kaynak bilgisi yazamadım.Bilgilerinize, )

Yusufçuk böceğini su bulunan pek çok yerde görmek mümkündür. Eğer bu böceği tanıyorsanız ne kadar hızlı hareket ettiğine, çok ani manevralar yapabildiğine de şahit olmuşsunuzdur. Bilmeyenler için yusufçuğu size biraz tanıtalım. Yusufçukların dış görünüşleri bir helikoptere benzer. Bu böcek hangi hızda ve hangi yönde hareket ediyor olursa olsun, aniden durup ters yönde uçmaya başlayabilecek kadar kusursuz bir uçuş yeteneğine sahiptir. Öyle ki avına saldırmak için havada sabit durabilir ve uygun bir pozisyonda bekleyebilir. Bunu çok hızlı çırptığı kanatları sayesinde başarır. Ayrıca bu durumda iken olduğu yerde kıvrak bir dönüş yaparak avına yönelebilir. Bunlar yusufçuğun, günümüzün gelişmiş teknolojisinin ürünü olan helikopterlere ilham kaynağı olan manevra kabiliyetlerinden yalnızca birkaçıdır. Yusufçuğun vücudu, metalle kaplanmış izlenimi veren halkalı bir yapıya sahiptir. Buz mavisinden bordoya kadar çeşitli renklere sahip olabilen yusufçuğun sırtında, biri önde diğeri arkada olmak üzere iki çift kanat vardır. Yusufçuk uçarken, bu kanatlardan öndeki iki kanat yükselirken arkadaki iki kanat alçalır. Yusufçuğun bu kanat şekli örnek alınarak ve günümüz teknolojisi kullanılarak Skorsky adı verilen helikopterler üretilmiştir. Önce yusufçuğun resmi bir bilgisayara yüklenmiştir. Bilgisayarda, yusufçuğun havadaki manevraları göz önüne alınarak 2000 tane özel çizim yapılmıştır. Çalışma sonunda Skorsky'nin asker ve malzeme taşımak için ürettiği çok dayanıklı ve hareket kabiliyeti çok yüksek olan yeni modeli ortaya çıkmıştır.
Yusufçuğun gözlerine dikkat ettiniz mi? Çok yüksek hızlarda uçarken ani manevralar yapabilen yusufçuğun görme yeteneği de kusursuzdur. Yusufçuğun gözü, bilim adamlarınca dünyanın en iyi böcek gözü olarak kabul edilir. Böcek her birinde 30.000 kadar ayrı mercek bulunan bir çift göze sahiptir. İki yarım küreye benzeyen ve başının yarısı kadar yer kaplayan bu gözler, böceğe çok geniş bir görüş sahası sağlar. Yusufçuk, gözleri sayesinde neredeyse arkasında olup bitenleri bile görebilir.Bunlar yusufçuğun özelliklerinden yalnızca birkaç tanesidir ve burada çok kısaca anlatılmaktadır. Peki bu özelliklerden herhangi biri mesela yusufçuğun özel kanatları olmasa bu böcek ani manevralar yapıp avını yakalayabilir miydi?
Ya her yönü görmesini sağlayan gözleri olmasa düşmanlarından kaçmayı başarabilir miydi? Yusufçuktaki sistemlerin herhangi birindeki küçük bir eksiklik, diğer sistemlerin işe yaramamasına yol açacaktır. Ancak yusufçuk bütün özellikleri ile eksiksiz olarak yaratılmıştır. Allah diğer canlıları olduğu gibi yusufçukları da kusursuzca yaratmıştır ve bu sayede canlı, yaşamını rahatlıkla sürdürmektedir.






Bahçecik, Keyifli Bir Pazar :) Soğuksu Restaurant :) Üçü Bir Arada Gibi Oldu :)


















Saat 08:45 Mine kalkmalısın !diyorum kendi kendime ama bir o kadar da yatak geri çekiyordu beni. Sıkıntılı bir hafta ve sıkıntılı bir cumartesi akşamından sonra, pazar günü neşeli insanlara asık suratlı eşlik etmek hiç mi hiç istemedim.Ama pazar kahvaltısını organize edenlerden biri olarak katılmam şarttı.

09:00 ' da yola koyuldum.Gün içinde aldığım en doğru kararlardandı.İnanılmaz keyifli bir gündü.
Anlatmaya baştan başlıyorum.Bir süre önce topluluk önünde konuşurken heyecanımı kontrol altına almak, kendimi daha iyi ifade edebilmek için diksiyon kursuna başlamıştım .Geçen hafta itibai ile kurs sonlandı.Ben ve diğer arkadaşlarım kursta kurduğumuz arkadaşlığı devam ettirelim diye düşündüğümüz için araya zaman girmeden bir kahvaltı organize ettik.

Bülentle birlikte kendi kendimizi lider seçip , mailler , mesajlar aracılığı ile ulaşabildiğimiz herkese ulaştık.



İşte o gün bu gündü :)

Sabah tipik Türk olarak, saat 09:00 - 09:30 aralığında buluşmak üzere sözleşmiş olsakta saat 10:10 civarı soğuksu Restaurant'a gitmek üzere yola çıktık.

Kısa ve keyifli yolculuktan sonra işletmeye vardık.Malum aç olduğumuz için, açık büfe'ye direk saldırdık :)






Gayet keyifli,Sohbetli, Bol Fotoğraflı,Lezzetli bir kahvaltı yaptık.Bu arada kahvaltıya denecek yoktu.( Gerçi öyle demeyeyim,mesela kızarmış ekmek yoktu :):)).Lezzetli ve gördüğümüz kadarıyla temizdi herşey.
Daha sonra yediklerimizi sindirmek için bahçeye çıktık.

Tertemiz ,pırıl pırıl havada kimimiz top oynadı,Kimimiz fotoğraf çekti, çektirdi,Bazımız sohbet etti derken epey eğlenceli zaman geçirdik.


















Sonra yaprak dökümü...
Bir kısım arkadaşımız ayrıldı, biz yola devam ettik.
Mehmet'in " az ötede barajın çok güzel görüntüsü var , hadi gidelim. " demesiyle yola koyulduk.
Az gittik uz gittik.Kaç kavşak aştık bilemedim ama 5 km yürüdük diye düşünüyorum !!
Sonuç : Aşağıdaki manzara ile karşılaştık.Hayatta unutmayacağım Mehmet bu manzarayı :)
Saolasın :) ( ve tabiki orada çektiğimiz eğlenceli diğer fotoğraflar )











Geri dönüşte bir o kadarda sancılıydı.Ne varsa midemizde eridi gitti :)hele benim midemde hiç bişe kalmadı :) Benim görüntüme aldanmayın, O ekran koruyucu :):)

Geri dönüşte bir güzelde akşam yemeğimizi yedik.Kiremitte mantar'ın Kaşarı az olsada yinede lezizdi.





Ihmm..
Şİmdide işletmenin misafirperverliğine, Müşteri memnuniyetine gelelim.
Garson ! dan bahsetmeden geçeceğimi düşünmediniz heralde arkadaşlarYordun argın dönmüşüz onca yolu yürümüşüz. AÇIZ...
Garson 3 kere masamıza sipariş almaya geldi.Her geldiğin de de masaya yeni yerleşen arkadaşım siparişini verdi.O sırada ilk siparişi almasından sonra 15 dk zaman geçti.Eee dedim , benim mantarlar pişmiştir.Yok dedi, hepinizin siparişi neteşmeden içeriye söylemedim dedi.
Haydaa ne alaka kardeş dedim ya ben beklemek zorunda mıyım ? Bu bir,ikincisi ne hitap şekli, ne ifadeler, nede beden dili hiç hoş olmayan ve müşteriye davranılmaması gereken hal tavırlardan oluşuyordu.
Sonunda birde hesapta yanlışlık yapmasın mı !
70 tl fazla ödeyip , çıkmamıza neden oluyordu.Tamer2de arada ödemeyen ,unutan yada ne biliyim eksik ödeme yapılmıştır diye düşünüp, ödemiş.Ama kafasıda karışmış.
Sonuçta Adam ( tamer ) rejimde. Bir çorba içti , Estra 70 tl ödedi :)
Neyse ki servet Bey'in ve diğer arkadaşların gidip bir bakalım, hesabı tekrar kontrol etsinler demesiyle geri dönüldü.( işletmenin kapısındayız henüz ) ve 50 tl'nin yanlışlıkla fazla yazılmış olduğu ortaya çıktı.Bu arada bende çene bol, cıngar çıkarırım diye beni götürmediler kasaya.Ben derdim, Hem müşteri memnuniyeti yok, hemde hesap kitap yok ! çeki düzen , lütfen diye :)
Neyse,
İşletmenin yeri çok güzel,damak tadı çok güzel - Ahçıların ellerine kollarına sağlık- genel anlamda çalışanları güler yüzlü, fakat arada böyle bir tane çalışan çıktımı müşterinin karşısına insan da bir daha oraya gidilir mi diye şüphe oluşmuyor değil hani
Önerir miyim soğuk su Restaurat'ı ?
Kahvaltı'da ufak nehirimize ( Bülentle Duygu'nun,Allahın nazarlardan saklaması gereken piticik kızları ) ayırdığımız yiyecekleri sarmak için bize streç film bulmada yardımcı olan garson için,

Güneşin altında can hıraş top oynayan arkadaşlarım için su almaya gittiğimde ,Koca sürahi su ile birlikte 2 bardak istememe rağmen 6 bardak getiren ve bahçeye götürmek için bana yardımcı olan garson için,
Her daim, cebimde yedek bir toka taşıdığım halde o gün yanımda olmadığı için,saçlarımı toplamak üzere lastiğe ihtiyaç duyduğumda bana yardımcı olan sanırım halkla ilişkilerden sorumlu olan hanımefendi için,
Zengin kahvaltı mönüsü ve leziz yemekleri hazırlayan ahçılar için,
Ve güzel manzarası için , tüm arkadaşlarım adına gönül rahatlığı ile gidilesi işletmelerden biri olduğunu söyleyebilirim
Aman ! dikkat sakın o garsona denk gelmeyin.Hangisi, nereden anlayacağız diye düşünmeyin.O kendini belli eder zaten :)
Güneşli hava yerini yağmura pas ederken, yemeklerimizi yedik, çayımızı içti ve geri dönüşe geçtik.
Tamer'den Allah razı olsun, yağmurlu havada otobüslerde süründürmedi beni,kıyak yapıp evime kadar bıraktı.
Saolasın Tamer :)
( o arada ben uyumaya çalışırken gözüme ışık tutan ve sessizce onunla işbirliği yapan ıda unutmadım değil ! (uyuyana yılan bile dokunmazmış :) salladım, fark ettim :):) )
Ömrümden bir gün daha keyifle geçti.
Katılan tüm arkadaşlarıma keza katılamayan ama gönlü bizimle olan arkadaşlarıma da teşekkür ederim.
Bir dahaki organizasyonda görüşmek üzere,
Sağlıcakla ve Sevgiyle kalınız...
Mine ÖZÇELİK
29.03.2010 / 20 :00