Şile :)


















Plansız Gezi Serisi 1
Şile



Mine: Erdem,Hafta sonu ne yapıyorsun ?
Erdem: Bir planım yok şimdilik,
Mine: İstanbul’a geleyim fotoğraf çekelim mi?
Erdem : Ben İstanbul değil de şehir dışı istiyorum.
Mine : Nereye gidelim ?
Erdem : Bir gece kalmalı bir yere gidelim mi mesela Büyükada, Ağva, Şile Hatta Eskişehir arasında karar veririz: )
Mine : Tamam ben yarın sabah ordayım birine gideriz : )

Cuma akşamı kısa bir dialoğun ardından yeni bir hafta sonu macerası için Cumartesi sabahı buluştuk : ) Adalarda boş oda yok Silivri’de de yer kalmamış Eskişehir uzak olur geç oldu şimdi derken en iyisi ağva ya da şileye gidelim orda ayarlarız diyip Üsküdar’dan kalktıktan sonra yakaladığımız ilk Şile otobüsüyle ayakta bir saat gibi bir yolculukla hafta sonu maceramız başlamış oldu… ( Yolculuk boyunca bir fotoğraf kitabı izledik, yorumladık, :)

O kadar ayakta gitmenin sonunda şileye ulaşabilmenin sevinci ve güzel bir hafta sonu geçireceğimizi düşünmenin mutluluğuyla kendimizi ilk bulduğumuz sadece yatmamıza yarayacağını düşündüğümüz Rüya gibi bir otele yerleştik, en azından adı öyleydi : ) Rüya otel Şile oteller caddesindeki ilk ve en uygun otellerden birisidir. Boş odaya geçene kadar idarelik olarak başka bir odaya yerleştirdiler bizi ve eşyalarımızı bırakıp sevinçle fotoğraf çekmek ve denize girmek için sahilde dolaşmaya başladık. İlk başta mine ile birlikte birkaç fotoğraf denemesinden sonra kumsala geçtik. Gerçekten çok uzun ve güzel bir kumsala sahipti ve o güzellikleri gördükten sonra minik havlumuzu ve kıyafetlerimizi kumsala bırakıp hemen denize girdik gerçi mine için biraz dalgalı olması sorun olsa da benim için keyifli bir deniz sefası oldu : )

Denizden çıktıktan sonra otele gitmemize vaktimiz kaldığı için Mineyi ağlayan kayalara götürmeyi teklif ettim ve havanın sıcak olmasını umursamadan elimizdeki makinelerle fotoğraf çeke çeke yola koyulduk. İlk önce 19. yy da yapılmış olan Şile feneri güzel renkleriyle karşımıza çıktı. Biraz orada oyalandıktan sonra arkadaki değişik çiçekler böceklerle oyalandık şu tepenin arkasında, 300 mt kaldı geldik derken tahmin ettiğimden daha uzak da olduğu için mineyle ağlayan kayalara kadar yürüyemedik ve saatte 6 ya geldiğinden rüya oteline dönüş yoluna koyulduk.

Kalem bende; Mine….

Az gittik uz gittik ağlayan kayalara ulaşamayınca geri dönmek zorunda kaldık. Neyse uzun bir geri dönüş yürüyüşünden sonra otele vardık fakat rüya otel kâbus gibiydi. Kıytırık bir odayı verdiler bize. Arkamıza bakmadan kaçtık resmen .İnsan parasıyla rezil olur mu hiç ya.. Neredeyse oluyorduk ya neyse…
Keyfimiz kaçtı falan oldu filan oldu derken yemek yiyip dönmeye karar verdik. Ben biraz mızmızlık yapıp ,dönelim keyfim kaçtı demeye başlamışken fark ettim ki hafta sonumuzu rezil ediyorum.Sustum.!
Kalmaya karar verdik. Şilenin meşhur (! Bilemedim meşhur mu ben meşhur dedim J neredeyse bir caddesi vardı kafelerin filan olduğu. ) caddesinde salına salına gezerken Saklı keyif diye bir yer keşfettik..
Dekorlar , Manzara, Yediklerimiz bir hayli hoşumuza gitti.Günümüzün hatta gecemizin büyük çoğunluğunu orda geçirdik. Eski siyah telefon, Manzarayı daha yakından inceleyebileceğimiz pembe camlı dürbün, tavandan aşağıya asılan çöp adamdan rüzgar gülü, Yan taraftan saklı bahçeye dalları uzanan dut ağacı, Duvarları süsleyen Fotoğraflar,Uyku getiren rahat sedirler ve Keyifli kahkahalarımız, sohbetlerimiz…
Şileye giderseniz Muhakkak uğrayın saklı keyfe ve keyfini doyasıya çıkarın deriz.
Suyunu çıkarmayalım işletmeyi sevdikte burada uyuyacağız zannetmesinler diye
Sallana sallana dik bayırdan şile sahile doğru inmeye başladık …
Saklı keyifte otururken karşıdan izlediğimiz lunapark’a gitmeye karar verdik.Hem yanında da Karting yapılıyordu.Bir hışımla yapalım diye gittik. Fakat gittiğimde gördüm ki , ne emniyet kemeri ne kask takmışlardı kullananlar ve nasıl hızlı gidiyorlardı. Korktum ! Yan tarafa luna park’a geçtik.
İzmit’te hep heves ettiğim ama bi türlü binemedim adınıda bilmediğim bi cihaza bindik. Aman allahım o kadar mı eğlenceli olur.Bungi Jumping Gibi bişiy ama daha küçüğü J İnanılmaz eğlendik.Ben hafif olduğum için fazla havaya uçtum ama beceremediğim için takla atamadım. J erdem az biraz göbek J nedeni ile fazla yükseğe sıçrayamadı fakat takla attı J Gayet eğlenceli geçen günü böylece bitirmiş olduk. Bezgin Bekirler gibi, yalpalaya yalpalaya veee Sertap’ın “ Aldırma Deli Gönlüm ” şarkısı eşliğinde Otelin yolunu tuttuk…

Ertesi gün,
Otelin terasında manzaraya karşı güzel bir sabah ve güzel bir kahvaltı ile bizi karşılayan güne başladık. Günümüzü planladık ve koyulduk yine yola…
Deniz için önerimiz, plaj tarafı biraz fazla dalgalı fakat su güzel. Ama ben sizlere plaja gelmeden sağ tarafta kalan koyu tavsiye ederim. Tertemiz, dalgasız, minik minik beyaz çakıl taşların olan…
İlk önce dediğim tarafta denizin tadını çıkardık. Öğleden sonra aldık makineleri elimize düştük yine şile ara sokaklarına…
Günü bitirmeden önceki duraklarımızdan biri… Bir fırının önü… Ağaçlardan bir bank ve masa yapmışlar. Oturup dondurmalarımızı yiyelim bi nefeslenelim dedik neredeyse 1 saat oturduk. :)hem rahat hem de hoş bir yerdi .
Dönüş…
Kendimi mülteci gibi hissettim. Tuhaf bir duyguymuş. Dönüşte bilet almadığımız için ya geç olan otobüsle dönecektik ya da ayakta gidecektik.Ben kocaeli’ne döneceğim için erken olana binmek zorundaydık ve ayakta ! dönücektik. Neyse bindik ve koridorda çantalarımızın üstüne oturduk. Trafik fena, yollar bi tuhaf derken 1,5 saatlik yok neredeyse 3 saat oldu.Koridorda , elimde yol kitabım olan Kariyer Yolculuğu kitabıyla,ayaklarımı uzatmış otururken tuhaf bir yolculuk ile istanbul’a vardık.

Güzel fotoğraflar, Keyifli mekânlar, Farkı manzaralar… Böylece Erdemle birlikte Eğlenceli bir hafta sonu geçirdik.

Daha aklımıza gelmeyen birçok anekdot olsa da kısa kısa başlık halinde yazmak gerekirse ;

Konaklama

Kalabileceğiniz alternatif yerler olsa da pahalı olmayan hem de temiz olan Çınar Oteli tavsiye ediyoruz. Bilmek isterseniz personel güler yüzlü, Kahvaltınızı da güzel manzara eşliğinde yiyebiliyorsunuz.



Plaj & Deniz

Kalabalığı ve dalgalı denizi seviyorum diyorsanız Şile meydan’dan aşağıya indikten sonra sol taraftaki kumsalı tercih etmenizi öneriyoruz.
Ama dalgasız olsun, kayalıkların arasında durgun sularda yüzeyim diyorsanız hemen şile meydanından sahile indikten sonraki koyları tercih edin deriz.

Yiyecek & İçecek

Muhakkak ki saklı keyif diyoruz. Rahat, Temiz , Leziz ve Eğlenceli bir mekan :)

Eğlence

Valla biz saklı keyfi mekân bildik orda yedik içtik, eğlendik sohbet ettik.
Disko , bar, fasıl.. İsterseniz siz keşfedebilirsiniz bizlerlerde paylaşırsanız memnun oluruz :)

Fotoğraf Çekim Alanları

Plajlar, Kayalıklar ve etrafı, Liman ve kotralar, yatlar, sandallar, Karting Pisti ve Luna park, Balıkçılar, Şile Feneri, Şile ara sokakları ve Keşfe çıkabileceğiniz macera tutkunuza bağlı tüm şile…

Dönüş

Muhakkak döneceğiniz gün gidip biletinizi ayırtın. Yoksa yer bulma sıkıntısı yaşarsınız. Gerçi biz mülteci gibi dönelim, bakalım nasıl eğlencelimiymiş diye düşünürseniz bilemeyiz :)


Bol fotoğraflı, Keyifli, Eğlenceli hafta sonu maceraları dileriz.
Sağlıcakla Kalınız…





Mine ÖZÇELİK / Erdem KIRCA
18/19.08.2009 / Şile

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ya tv de bir turizm şirketinin iş imkanı var iyi resim çekebilen diyor bir başvursanıza ayda 5000 tl ve ülkeleri geziceksinzi aklıma siz geldiniz