Piknik...Hep Birlikte...



















Lost'un türk versiyonunun çekiminden kareler :):)






Eyyttt ! Savulun yoksa benim bey , kırar döker :):)








Köfteci başımız :) Den Den




































Bulaşıkçılarımız :):)

















Doğa Fotoğrafçımız :) Oznur...






















Ehli keyf insan :) Zek !






Piknik Ahalisi :)









Kartepe, Sucuk Ekmek Arada Mandalina...

























































Cem Adrian






Sevgili dostum bestem bizi (Öznur ve Eren - eh hadi onlarda benim yüzü suyu hürmetime -böyle mi yazılıyordu bilemedim ) Cem Adrian ‘ın konserine götürdü.( Bu arada beste hariç hiçbirimiz bu adamı tanımıyormuşuz..Kih Kih Kih.. )
Şimdik o gece ile ilgili dört elin birleşmesinden oluşan bir hikâye okuyacaksınız.
Keyifli dakikalar,Not: Yazım kurallarına bakıp düzenleyecektim tekrardan ama gerçekten zamanım yok.Şimdiden , hatalar için üzgünüm.
Yağmurlu bir ekim akşamıydı. Yoğun geçen bir iş günü sonrasında Erenle birlikte kendimizi bir apartman dairesinin en üst katını kafe olarak hizmete açmış Berker DALMIŞ’ın işletmesi olan CAFE DE FOTO’ya attık.
” CAFE DE FOTO “ güzel sevimli ve adına uygun bir yer. Apartmandan çıkarken 4.kattan başlayarak merdiven duvarlarını bir çok fotoğraf süslüyor.Sanırım hepsi işletmenin sahibi Berker Bey’in objektifine yakalanmış. Bir çoğunun seyri çok güzel. İşletme ise sakin, dinlendirici, iki laf edebileceğiniz bir mekan. Sıcaklık bakımından biraz soğuk ama olsun samimiyetiniz sizi ısıtır :) Söylemeden geçemeyeceğim bir şey var o da Kafe’nin adı Fotoğraf Kafe olsa idi çok çok daha güzel olurdu. Malum Burası TÜRKİYE ...



Sıra Eren VARNALI TEZLİK'te;
Evetttt aldım elime kalemi pek bırakmamaya niyetim yok kıslar…
Bir de Sn. Berkay bey kul gözükmeye çalışan ukala tipli birine benziyordu. İçimi dökemeden yapamayacağım yahu :)
Sonrasın da pek aç olmayan karnımızı napolitian soslu makarna (Eren gerçi midem gece çok yandı ama) ızgara tavuk (Mine) ve görkemli bir salata (Beste ) ile doyurduk. Sonbahar mevsiminin daha fazla azizliğine uğramamak için de (sel-sağanak yağış,çamur vs.) sevgili eşimin nazik hareketiyle eküri Öznur u da alarak (her ne kadar Mine almak istemese de) konser salonuna ulaştık.
Sevgili Cem ile ilk defa tanıştık. Açıkcası bir ara hiç gitmeyecek sandım. Bir sanatçı bu kadar mı istikrarlı olur bir tane az söyleyim de kaçayım yok adamda. Şarkılarını bilmemek sıkıntı yarattı sadece “uzun ince bir yoldayım” a katılabildim. (puha puha). Güzeldi, keyifliydi,değişikti… Beste’nin mest olmasına mest olduk bizde. İşte öyle…. :) Asıl hikayeyi Beste den dinlemenizi tavsiye ederek sözümü bitiriyorum.



Sıra Beste BENZEŞ'te;
Asıl hikaye kahramanı olarak aldım sazı elime vuruyorum telineeee: :):):):):)
Allahtan müziksel bir tını duymuyorsunuz sazımdan,yoksa ne okuyan bulunurdu ne yaşayannnn :):)

Ben bu geceyi, işe giriş sebebiyle ısmarlatılmaya zorlanmış ‘’eee kaç ay oldu ne zaman bizi biryerlere götüreceksin’’ ısrarlarından dolayıı organize ettiğimi belirtmek isterimmm:):):):):)(ŞAKAAAAAAAJ)
YEMİN EDİYORUM GÖNÜLDEN YAPTIMMMM.....SEVİYORUM HATUNLARIII YAFFFF ÇOK CİDDİYİMMM .... :):):)

Dönüyorum konuyaaaa,hoş henüz konuya hiç girmemişim bunu farkettim,yaaa ben neden hep böleyimm...(eminim kızlar şuan buna cevap vermişlerdirrr:) şişşşşşşş susunn burda sölemek yok :):)...

İşyerinde yaratıcı olmak çok güç ve bu satırları oluşturmak o sebepten pek kapsamlı olmayabilir...okuyucularımdan(nasıl da havaya giriyorum hemen) özürdiliyorum...

O geceee....o kilitlendiğim gece.....o gece benim gecemdi ciddenn...Bir 10 gün önceden planlanmış gece nihayet vakti saati geldi de çattı da geçti bile...bence tarifsizz bir keyifti...

Dostluk ne kadar mükemmel bişey ki bilmediğin birinin konseri...her türlü sağlık sorununa neden olabilme ihtimalini göze alarak benimle gelmeleri....dört hatuna da en çok aramızda dolanan cümleyi buradan da bir kez daha ve bence son kez tekrar ediyorum herbirine tek tek teşekkür ederimmmm beni tek başımaa o salonda bırakmadıkları için :):):)....

Gidilen alt tarafı aslında Cem Adrian konseriydi...büyüttüğümüz kadar değil yaniii...velasıl ben adamı çok severim hatunları da kandırıp artık eziyet mi diye düşündüler bir fark mı yoksa keyif mi aldılar bilemedim işte gittik...tüm gece.....ışıklar kapandı sahne perdesi de siyahtı benim için böyle anlarda siyah perdenin önündeki varlıklara kitlenmek çok kolaydır eee tabii siyah perde önünde bir piyano,bir piyanist ve bir de solist olarak cem adrian olunca bu çok daha kolaylaşıyor anlıyacağınız tüm gece sahnedekilere kilitliydim...bence,sesini tarifsizzz güzel kullanan bu adama odaklanmak müthiş bir histi...bir de hissettiğim bir ara müthiş bir acı vardı ki sormayınnn...tabii ki sormasanız da ben söyleyeceğim; cem in şarkıları bittiğinde öyleee alkışlamışım ki sol işaret parmağım yüzüğüme çarpmaktan konser sonunda şişti ve morardı :):)....neden gülüyorsunuzzz yazık değil mi bana :):):) ....bencede yazık değil haklısınız...kızlar aralarında şarkı bitimlerinde benimle kafa buldularsa da ben onlarla bu anı yaşamaktan çok keyif aldım...

Konser bittiğinde ne mi yaptıkkk...bence asıl olay burada başlıyorduuu ama biz o anda bunun farkında değildik...biz yaşayarak gördük siz de okuyarak anlıyacaksınız(yok yaaa deyip benimle dalga geçtiğinizi duyar gibiyim,olsun canınız sağolsun:))...ayran mı içsek süt mü içsek aman eve mi gitsek diye düşünürken kahve içmeye karar verdik...hemen yandaki cafeye geçip şöyleee bir kuruldukk...hoş ben tam kurulacakken mine;’’durrrrrrr oturmaaaa’’dedi ama ben gözüne baka baka oturdumJJ...Meğersem onun koltuğu ıslakmış belki benimki de öyledir diye oturtmak istememiş...ama surat ifademi görmeniz lazımdı o anı algılayabilmek için,bu tadımlıkla idare edeceksiniz artık napalım...bir daha ki sefere sizi de götürürüzz:)....Allahtan benim lap diye çöktüğüm yer ıslak değildi...zaten o an ıslak olmaması sonunda yaşadıklarımızın yanında hiçbirşey ifade etmediJJ...kahvelerimizi yudumluyorduk ki başımıza nelerrrrrr geldi nelerrrrrrr :)....buradan sonrası söz öznur da en etkili yaşayan o anları canım öznurumdu :):):)


Sıra Öznur ALP'te..
EVETTTTTTTTTTTTT sonunda ben astsolist olduğumdan sıra bana geldi.ve aldım mikrofonu elime (fark edin siz saz aldınız ben mikrofon yanee)
Beste nin 262 gidelim iki bira içelim demesinin ardından içimizde en oturaklı ve mantıklı olan eren buna karşı çıkıp başka akşam yapalım dedide felaketten kurtulduk yoksam yaşadıklarımız yolda başımıza gelecekti…
Mine nin ıhlamur kavgasından sonra (ıhlamur neden yok aaa ama kış geldiiii)ismini hala bilmediğim tuaf bir çay soylemesiyle beste hanım bankacıya artisss zengin arkadaşımızın nescafe kii nescafe deyip geçmeyinnn en pahallısı oydu yanee…biz erencimle iki yetim çocuk gibim yurdum çayı içtik ve başladık sohbete
Sohbet konusu beste ve İstanbul macerasıydıkii maceradaki çocuktan dolayımı yoksa yanımızdaki bayanların minicik eteklerinden dolayımıdır bilmem kii giymeyi unutmuşlardı desek yeridir.:))
Gökler ağlamaya başladı aman allahım bir yağmur br gök gürültüsü sormayın gitsin
Ben tabi başroldeki benn hemen montumu çıkarıp yanımdaki bayanın bacaklarına verdim kıçı donmasın diye hemde rahat otursun diye kiii etek boyundan oturamıyodukı hatun töbe töbeee
Kaçalım demeye başladık ama nasıl kaçarız ne olur derken konu nasıl çantalara geldi hatırlamıyorum beste cantasından ayakkabı çıkardı topuklu pabuçlarının yerine onları gıydı özüne döndüJve eren ahhh erennn jelibon şeker çıkartarak aç karnımızı doyurdu saolsuun..bilinçlı kadın yaw napalımJ
Erenin eşi birzcık geç geldi mine benim kocam geldi hadı dondum kaçalım dedi ben arkadaşlarımı bırakmak istemesemde zorla götürdü beni..tek şemsiye ve altında iki hatun biri çıplak biri de bennn :) yurdum kadını hehe
Mineyi sağ olarak arabasına kadar götürdüm sularda batıp çıktım bacak boyum Allahtan uzunda fazla suya girmedim dizlerime kadar su gelsede yılmadım bacak boyu kısa olan mine neredeyse boğulacaktı ama ben kurtardım..
Mine kocasını görünce diğer arkadaşlarını unuttu dedimki ben onları alıp gelem yazıktır biri daha bekar ve evlenme ümidi var hala diyerek aldım şemsiyemi düştüm yola yol uzun karanlık ve ıslaktıJ)düştüm kalktım yılmadan arkadaşlarımı kurtarmaya gittim kiii zavallıcıklar korkudan donup kalmışlardı :)paralarıda yetmemiş beklenen hesaptan fazla hesep gelmişti beste napcaz şimdi paramız yok derken bi Dakka dedim ben geldim:)sonra kaptım ereni şemsiyemin altına besteyide verdim garsona (sen bu kızı götürsene arabaya kadar bende bir şemsiye var birde sende ee bizde iki kişiyiz hadi sen bunu götür gel :))
Sonunda arabaya bindirdim onları ve saolsun zeki eniştemde karısını kurtardığım için bende seni eve bırakam dedi ve evin yolunu tuttuk:))ne maceraydı anlat anlat bitmez yaneee
En kötüsüde beste arkamdan şemsiyemmmm diye ağlıyodu 5 tl almış şemsiyeyi ağladı durdu :))
Sizi seviyorummm yeni bir macerada görüşmek dileğiylee ....



Çok yakında...Diğer maceralar için takip edin... ( Bu arada 4'ümüzün bir olduğu foto konser gecesinden değil, başka maceralardan :) :))


Mine ÖZÇELİK DENİZ

Değirmenderem



Sadık, Keyifli,Eğlenceli bir o kadar sakin,Doğduğum,Doyduğum Nefes Aldığım

Küçük Sahil Kasabam...
Değirmenderem...




Mine ÖZÇELİK DENİZ

Son ama belki de en önemli aşama ; “ REFERANS KONTROLÜ ”



Kısa Hap Bilgi :




İşe alım sürecinin son ama en önemli aşamalarından biri “ Referans Kontrolü ” dür.
Sağlıklı bir aday seçme yerleştirme için neler yapabiliriz ? Aday hakkında gerçekten doğru kişilerden, doğru bilgileri nasıl alabiliriz?

İlk etapta adayın başvuru formunda referans olarak belirtmiş olduğu kişiler aranabilir. Bu referansların çoğu profesyonel referans olmasa da ( Adayın iş hayatından olan referansları ) adayın kişiliği ile ilgili bilgi alınabilir. İkinci aşamada ise adayın eski çalıştığı işyerinden yöneticileri ya da insan kaynakları ilgilileri ile temasa geçilebilir.
Devamında ise referans kontrolünde kullanılmak üzere bir form tasarlanmalıdır. Form, adayın çalıştığı yerdeki çalışma şartlarını, unvanını, çalıştığı süreyi, İş tanımını, işten ayrılma nedenini, iş performansını, kişilik yapısını barındıran soruları kapsamalıdır. Son olarak kişinin eklemek istediği bilgiler olabilir düşüncesi ile açıklamalar kısmı eklenmelidir. Genel hatları ile ilk başta böyle bir form yeterlidir. Fakat pozisyona göre sorular şekillendirilebilir.
Son dönemde adaylar internet aracılığı ile sosyal ağlardan da takip edilmektedir. Aday hakkında çok sağlıklı olmasa da bir fikir edinmenizi sağlayabilir. Denemeye değer diye düşünüyorum.
Aday seçimlerinizde bol şans. Umarım seçimleriniz sizi yanıltmaz…

Sağlıcakla kalınız…
Mine ÖZÇELİK DENİZ

Yeğenlerim







Sol baştan ;



Deniz ÖZÇELİK ( Sumru ve Hüseyin ÖZÇELİK'in oğulları )



İbrahim Kerim SAYIN ( Emine ve Cüneyt SAYIN'ın oğulları)



Ben :) ufaklıkların hala ve teyzeleri :):)


Elif Hazal ÖZÇELİK ( Nagihan ve Hasan ÖZÇELİK'in kızları )



Elmira SAYIN ( Emine ve Cüneyt SAYIN'ın kızları )

Çocukluğumun Çizgi Filmleri..."2"

Müfettiş Gadget


Müfettiş Gadget sakar, dalgın, çevresinden bihaber olan bir müfettişin macerelarının anlatıldığı çizgi film. Gadget bir insan olmasına karşın vücudunun çeşitli yerlerinden çıkan yararlı cihazlar suçluları yakalamasını kolaylaştırmaktadır. Görevlerde her zaman şef Kuinbi'den aldığı kağıdı okur ve şef Kuinbi'ye atar ve kâğıt kendini imha eder. Suçu hep Dr.Pençe işler ve onun bir kedisi vardır. Dr.Pençe'nin yüzü bir kez olsun görülmemiştir. Pençe'nin Çılgın(Mad) adında ajanları vardır ve ne zaman Müfettiş Gadget'a saldıracak olsalar yeğeni Peny onu kurtarır. Gadget çizgi filmin sonunda ise çocukları bilinçlendirecek örnek kurallarla ilgili konular söyler. Örneğin: soğuk su içmemek gibi çocuklara zararlı olan şeylerden kaçınmamız gerektiği.Bu çizgi dizi 1999 ve 2003 yıllarında sinemaya aktarılmıştır. Müfettiş sakar ama başarılı bir karakter olarak yapılandırılmıştır. Suçluları köpeği ve yeğeni sayesinde tutuklar.Fox Kids'in sevilen çizgi filmlerinden biridir. Müfettiş Gadget çizgi filminin çocukların dikkatini çekmesinin nedeni ise insan olmasına rağmen her tarafından çeşitli araç ve gereçlerin çıkmasıdır. Müfettiş Gadget çok da sevimlidir.



Scooby-Doo
1969-1986 yılları arasında ABC televizyonunda yayınlanan bir çizgi dizi. Hanna-Barbera tarafından yapılmıştır. 4 arkadaş, 1 köpeğin maceralarını konu almaktadır. 2002 yılında UPN adlı kanalda yeniden yayınlamaya başlanmıştır. Şu anda The CW adlı kanalda yayınlanmaktadır. Türkiye'de çocuk kanalı olan Cartoon Network'te yayınlanmaktaydı. Ayrıca usand Scooby Doo Mystery Inc. adında başlamamış bir çizgi dizisi vardır.Bunun yanı sıra birçok çizgi filmleriyle birçok çocuğun gönlünü almayı başardı. (Toplam 350 tane.)




Hızlı Gonzales


Hızlı Gonzales ya da orijinal adıyla Speedy Gonzales,Looney Tunes'da yer alan hayali bir faredir.Çok hızlıdır.Kediler onu yakalayamaz.Genellikle sarı şapka,kırmızı fular takar ve beyaz gömlek ile beyaz pantolon giyer. Yaratıcısı Robert McKimson'dur ancak Friz Freleng ve Hawley Pratt Hızlı Gonzales'i yeniden yapmıştır.







Road Runner
Orjinal ismi Wile E. Coyote and Road Runner olan çizgi film Looney Tunes ve Merrie Melodies şirketleri tarafından 1948 de yapılmıştır. Road Runner'ı yakalamak isteyen çakal Coyote nin maceralarının anlatıldığı çizgi filmde halen hatırlanmaktadır.







Daffy Duck
Daffy Duck, (Ördek Daffy) Warner Bros'un çizgi film dizileri olan Looney Tunes ve Merrie Melodies'deki bir çizgi film karakteridir. Daffy, 1930'lu yılların sonunda Mickey Mouse ve Temel Reis gibi geleneksel sade karakterlerin yerini almak için ortaya çıkan tatlı kaçık karakterlerinin yeni türünün ilkidir. Daffy, Bugs Bunny'nin en iyi arkadaşı ve bazen de rakibi olarak bilinir.



Jetgiller,


Hanna-Barbera yapım şirketi tarafından üretilen prime-time’da yayınlanan bir çizgi dizidir. İlk olarak 1962’den 1963 yılına kadar pazar günleri ABC Kanalı’nda yayınlanmıştır. Taş Devri çizgi filmi gibi Jetgilller de çağdaş Amerikan kültürünün ve yaşam stilinin başka bir zamana uyarlanmış bir aile sitcom'udur. Jetgiller; robotların, uzaylıların, hologramların ve enteresan buluşların olduğu bir gelecek zaman ütopyasında yaşamaktadır.Orijinal seri 1962-1963 yılları arasında 24 bölüm olarak yayınlandı. Tekrarları yıllarca cumartesi sabahları yayınlanmaya devam etti.




Devamı var :):):)

Çocukluğumun Çizgi Filmleri..."1"

Şöyle bir geriye doğru gittim geçenlerde...Yeğenlerimden duyduğum onların izlediği çizgi filmlerdeki repliklerden esinlenerek çocukluğumun çizgi filmlerden bir iki replik geldi aklıma... Gölgelerin gücü adına... Şiraa:) ( Öyle mi yazılıyordu bilemedim , Ama internetten bakıp ta düzeltmekte istemiyorum :) ) Bir kedi gördüm sanki :):):):) Eşimle birlikte ilerde çocuğumuz ( -larımız ) da izlesin bu çizgi filmleri :) diye düşünürken neden koleksiyon yapmıyoruz dedik. Şimdi onun peşine düşmeye karar verdim. Bakalım internet aleminde nelerle karşılaşacağız :)) Kısaca Çocukluğumun çizgi filmleri işte :):)



NİNJA KAPLUMBALAR



Ninja Kaplumbağalar (orijinal adı "Teenage mutant Ninja Turtles"), fantastik çizgi seri, dövüş sanatlarına hakim 4 tane mutant kaplumbağa ve ustaları mutant fare "Usta Splinter" ile birliktkötülerin karşısında verdikleri savaşı konu edinir. Bu sırada iyi bir ninja olabilmenin eğitimini sürdürmektedirler.Kevin Eastman ve Peter Laird, Kaplumbağaların yaratıcıları olarak, 1984 yılında ilk siyah-beyaz Ninja Kaplumbağalar komedi kitabını 1,200$ ' a yayınladılar. Onlar sayesinde kaplumbağalar yer altından çıkarak dünya çapında bir hit haline geldi. En azından, bunun çılgın ve vahşi bir yükselme olduğunu söyleyebiliriz.





AYI YOGİ




Orjinal ismi Yogi Bear olan çizgi film Jellystone Park parkındaki iki ayı Yogi ve Boo-Boo nun maceralarını anlatır. Yogi'nin kız arkadaşıda Cindy dir. Başları hep milli parkın korucusu Ranger Smith ile belaya giren ikilinin maceraları 90 lı yılların çocuklarının halen hafızalarındadır.








HE-MAN



He-Man, Kainatın Hakimleri serisindeki ana karakterdir.1983 ila 1985 yılları arasında çekilen çizgi film; 130 bölüm olarak çekilmiştir. Seride; He-Man ve arkadaşları Eternia'yı ve Şato'sunun sırlarını İskeletor'un kötü emellerinden korumaya çalışır.








TAŞ DEVRi



Taş Devri (Orijinal ismi: The Flintstones), ABD kaynaklı televizyon için yapılmış bir çizgi film dizisi. Yapımcısı Hanna-Barbera Productions'dır. 1950yıllarında serbest olarak sitkom'u The Honeymooners sunuculuğunda yayına başladı, Taş Devri 1960 - 1966 yılları arasında Amerikan 'prime time'da altı sezon boyunca ABC kanalında gösterildi. Taş Devri'nin yayın hakları Screen Gems (ve daha sonra Worldvision Enterprises'e aitken daha sonra Turner Program Services)'e geçti. Şu an yayın hakları Warner Bros. Television'a aittir.(Time Warner'ın Turner'ı satınalmasından sonra.) Taş devri yıllarca Türkiye'de de yayınlanmış ve çok sevilmiştir.



TEMEL REİS

Popeye veya Türkçe dublajda bilinen adıyla Temel Reis Elzie Crisler Segar'ın oluşturduğu dünyaca ünlü, ıspanak yiyerek güçlenen, çizgi roman karakteridir. Sevgilisinin Adı Olive (Türkçe Safinaz) 'dır. Başlıca düşmanı Bluto (Türkçe Kabasakal) adlı kurgusal karakter olan Temel Reis, kendi döneminde izleyicilerine rotoskop makinesiyle sunulmuştur.







BUGS BUNNY



Bugs Bunny, Warner Bros'ta bir çizgi film karakteri. İlk olarak 1938 yılında Ben (Bugs) Hardaway tarafından yaratılmıştır. İlk Filmi Porky Tavşan Avında'dır. O zamanlar adı Bugs Bunny değil, Happy Rabbit (Mutlu Tavşan)'dı.1940 yılına gelindiğinde isim Bugs Bunny olarak değiştirildi ve ilk resmi filmi olan A Wild Hare (Vahşi Bir Tavşan) filmi yayınlandı. O zamandan sonra Bugs Bunny'nin popülerliği artmaya başladı.Bugs Bunny popülerliği 1940'li yıllarda artmıştı. II. Dünya Savaşı'nın başlarında ABD gibi tarafsız olan çizgi filmler 1944'e kadar bu özelliği korudu.Ülkenin savaşa girmesiyle Hitler, Nazi Almanyası, ve Mihver Devletleri eleştiren Çizgi Filmlerin en bilinen örneği Herr Meets Hare'dır.Savaşın ardından Bugs Bunny popülerliği devam etti. 1950'lerin sonunda çeşitli ödüller almaya başladı. 1958 yılında "Knighty Knight Bugs" ile Oscar ödülü bile almıştır. Hollywood kaldırımına yazdırmıştır. Ancak kuran ve yönetmen kişiler 1960'lı yılların başında televizyon popülerliğin başladığı yıllarda ayrılmasıyla veya ölmesiyle, Çizgi filmler 1964-1979 arasında yapılamadı. Bugs Bunny popülerliği ise hala devam ediyordu.



TOM AND JERRY

Tom & Jerry, William Hanna ve Joseph Barbera tarafından yaratılmış kısa filmler serisi halinde, ev kedisi Tom (tam adı Thomas) ile onunla aynı mekanı paylaşan ev faresi Jerry arasında geçen şiddetli ve komik mücadeleleri anlatan animasyon serilerinin genel adıdır. İlk Tom ve Jerry animasyonu 1940 yılında yapılmıştır.



ŞİRİNLER

Şirinler, (İngilizce: The Smurfs, Orijinal: Les Schtroumpfs) Belçikalı (babası İngiliz) çizer Pierre Culliford'un (yaygın olarak bilinen adıyla: "Peyo") oluşturduğu çizgi roman ve animasyon dizinin ortak ismi. 1958'de Pierre Culliford tarafından Çizgi roman olarak ortaya çıktı. 1981'de televizyonda gösterilen Şirinler büyük ilgi gördü. Yıllarca Türkiye'de de yayınlanan ve beğeni ile izlenen çizgi dizi, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere birçok ülkede, yüksek izlenme oranlarına rağmen gösterimden kaldırılmıştır.Şirinler'in ingilizce adı olan SMURF kelimesinin "Socialist Men Under Red Flag" (Kızıl Bayrak Altındaki Sosyalist Adamlar)'ın kısaltması olduğu "iddiası" bir şehir efsanesinden ibarettir. Çünkü Şirinler'in yaratıcısı Peyo tarafından Şirinler'e verilen orijinal isim "Les Schtroumpfs"'tur.2008 yılında, Şirinler'in 50. yılı kutlamaları kapsamında Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) hayrına Avrupa'nın birçok ülkesini kapsayan bir açık artırma kampanyası düzenlenmiş ve 124.700 Euro UNICEF'e bağışlanmıştır.




Tweety
Tweety (Türkçede Tiviti olarak okunur), Warner Bros. tarafından yaratılan bir kanarya. Looney Tunes'ta her zaman kendisini yakalamaya çalışan Slyvester adlı bir kediyle birlikte rol alır. Ancak Hector adlı köpek Slyvester'ı korkutur ya da Büyükanne kafasına şemsiyeyle vurur. Bu yüzden Slyvester hiçbir zaman amacına ulaşamaz. Ulaşsa bile hemen yakalanır. Türkçe seslendirilme nedeniyle çoğunlukla dişi zannedilir ancak o bir erkektir. Tweety'nin çok sık söylediği "Bir kedi gördüm sanki" sözü kendisi kadar bilindik bir replik haline gelmiştir.







Devamı İçin Tıklayınız :)

Özgemiş hazırlarken yazılmayacak " ÖNYAZI " örnekleri

İş başvurularımızı yaparken en ince ayrıntıya kadar düşünmemiz ve ona göre özgeçmişimizi hazırlamamız gerekir.
Nasıl bir pazarcı ürünlerini tezgahına dizerken parlatarak koyup inci gibi diziyorsa bizlerde rakiplerin önüne geçmek için albenisi olan bir görünümde özgeçmiş hazırlamalıyız.
Bunun için herşeye dikkat etmeliyiz.Yazım kurallarından işe başlamaya hazır görünen bir fotoğrafa, en son çalıştığımız şirketten geriye doğru iş deneyimlerimizi yazmaya, iş tanımlarımızın ayrıntılarına, sosyal faaliyetlerimize ve en önemli faktörlerden biri olan ön yazı'ya..

Sizlere bir kaç tane olumsuz örnek göstermek istiyorum.Lütfen ,İş başvurularınızı şahsa yada şirket maillerine gönderirken örneklerde olduğu gibi bodoslama giriş yapıp saçmalamayın :):)

Örnek 1 :

Cv mi ekte yolladım iş başvurusu yapmak istiyorum.Olumlu yada olumsuz geri dönerseniz minnettar olacağım.Ayrıca Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsünde yüksek lisansta yapacağım ALES= 77 puan aldım Bölüm = 2. oldum ve ortalamam 3,00/4,00 okuldan da 100 üzerinden 77 geliyor.Ortalamam 77 bu şekilde giriş yapacağım.İlgilemenizi temenni ederek şimdiden teşekkür ederim. Referanslardan hakkımda kesin dönüş alabilirsiniz...Ayrıca yabancı dil olarak İngilizce seviyem orta düzeyde bunu İYİ DERECEDE geliştireceğim.
LİSANS TEZİM = TEHLİKELİ ATIKLARIN BERTARAF YÖNTEMLERİ ve TÜRKİYE’ DEKİ UYGULAMALARI üzerine çalışıldı...

Hata : Yazım kurallarına hiç uyulmamış. Büyük küçük harfler vb. Önyazı mantık sıralamasına göre devam etmeliyken , bir eğitimden bir referanstan bahsedilmiş.

Örnek 2 :

KAPALI BİR BAYANIM. YENİKENTTE OTURUYORUM. AÇIK POZİSYONLARDA DEĞERLENDİRİLMEYİ ARZU EDERİM. OCAK AYI İTİBARIYLA İŞE BAŞLAMAK İSTİYORUM.



Hata : Yazım kurallarına hiç uyulmamış.Büyük harf ile yazmak yüksek ses anlamı taşıdığı için dikkat etmemiz gerekiyor.Özellikle birşey belirtmek istiyorsak tırnak içine alabiliriz.Birde bu işler kısmet.Ocak ayında sen başlarsında bakalım bizde açık pozisyon var mı ve sen uygun musun ? Zaman, para vb.kritik ve en son belirlenmesi gereken parametreler hakkındaki bilgilerin ön yazıda belirtilmemesinin faydası var.



Örnek 3 :



Sayın.....



........ Tarihli ilan dikkatimi çekti.Söz konusu pozisyonun gereklerini benim bilgi , beceri ve deneyimime uygun olduğunu düşünüyorum.Bugüne değin çalışmış olduğum tüm şirketlerde araştırmacı,yenilikçi ve fırsat yaratan bir rol olarak şirketlerimin daha etkin bir yapıya kavuşmasını sağladım.



.................şeklinde devam eder.



Hata : İnternette hazırlanmış yukarıda verdiğim örneği tıpa tıp lütfen kullanmayın.İçerisine kendinizden muhakkak birşeyler katın ondan sonra kullanın.Basmakalıp, tek düze işlerden kaçının.Okuyan yönetici üzerinde çalıştığınızı,özendiğiniz ,önemsediğinizi hissetsin.



Sağlıcakla Kalınız.


Mine ÖZÇELİK DENİZ