Hayatımızın her döneminde yürüdüğümüz yollarda ;güzel arkadaşlıklar, keyifli dostluklar,ismini koyamadığımız şeyler, tutkulu aşklar destektir bizlere.Fakat;
Gün gelir cebimizden atıveririz tek tek bazılarını.Elimizi cebimize soktuğumuzda canımızı hangisi daha çok acıtırsa ilk giden o olur...Sorgusuz Sualsiz...Ne ilki ne sonudur giden çakıl taşının... Yanlızca sırası gelmiştir...
Yaptığımız doğru mudur , hak etmiş midir giden bilinmez...
Kendi adıma hayatımda çok olmuştur çantamı alıp gitmişliğim.Her gidişimde, gidenin ardından yas tutmuşluğum.canımı acıtan çakıl taşlarını atmışlığım,Aklıma her geldiklerinde ince bir sızıyla karışık tuhaflık hissetmelerim...
Ara ara Gözümün önünden bir bir geçer gider çakıl taşlarım.İrili ufaklı, Şekilsiz , Görünüşleri ile bembeyaz ama içleri rengarenk... Hayatımdayken hepsi çok önemlilerdi benim için.
Şimdi hepsi silik birer " hayatımın bir dönemi" dediğim zamanda kaldılar...
Bazılarını isteyerek uğurladım ! Hayatımdan gitmelerinin daha iyi olduğunu düşünerek...
Şimdi hepsi silik birer " hayatımın bir dönemi" dediğim zamanda kaldılar...
Bazılarını isteyerek uğurladım ! Hayatımdan gitmelerinin daha iyi olduğunu düşünerek...
Kendi adıma da onların adına da yol ayrımını ben belirledim ! Güzel Günlerin hatırına el salladım arkalarından...
Bazıları ise ceplerimden zorla attırdılar kendilerini bana. Önce bir cebimden diğerine aldım sonra diğerine sonra diğerine...Onları mutlu edecek cebim kalmayıncaya dek uğraştım.Malesefki sonunda gitmek zorunda kaldım hayatlarından...
Baktım ki , bu sefer kendi adıma uğurlamak bana düşmemiş.Bu sefer uğurlamamı onlar istemiş , bende yapmışım...
Bazılarınızı hala seviyorum, Bazılarınız ise silik siliksiniz bende...
Bazılarınızı hala seviyorum, Bazılarınız ise silik siliksiniz bende...
Bir uğurladığım, birde uğurlamak zorunda kaldığım çakıl taşlarım... Benim çakıl taşlarım var....Birde henüz tanışmadığım...
Şebnem Ferah / Çakıl Taşları.. Dinlemek için tıklayınız...
3 yorum:
bazen dikkat etmek lazım insan çakıltaşı olmak istemez belkide siz insanları çakıltaşı diye adlandırdığınızdandır bu yanlızlığınız.yada çevrenizdekileri size benzetmek isteğinizdendir bu uğurlamalar...bence eksileri düşünürken artılarıda göz önünde bulundurmak gerek..anlaşılan siz hep sizi üzmelerini dikkate almışsınız ya siz hiç ÜZMEDİNİZMİ hayatınızdakileri ya onlarda sizi çakıltaşı misali savurup atsaydı...mesela anneniz yada en yakın dostunuz yada en sevdiğiniz insanlardan herhangi biri kırılmıyormudur size sadece sizinmi doğrularınız vardır yada sadece sizinmi eleme şansınız var?ya onlarda siz onları her kırdığında değiştirmek istediğinizde eleselerdi atsalardı bir köşeye...bence mücadele etmek gerek uğraşmak eğer biri kıymetlisye ve değerliyse yeniden başlangıçlar için uğraşmak didinmek gerek..içilen bir kahvenin bile kırkyıl hatırı varmış derler kahveleri unutmamak gerek bence...yada en azından elsallarken cesaret bulupta BEN BUYUM YADA BEN BUNDAN DOLAYI GİDİYORUM diyebilmek gerek..kötü innsanda iyi insanda vardır hayatta ama hepsi İNSANSIR sonuçta..beslediğiniz balık gibi yada köpek gibi yada kedi gibi kenara atmak yakışmaz insanı insana..güngelir o çakıltaşları çok acıtır canınızı ben inanırım sorgulamak gerek bugün bu acıyı yaşıyorum sevgilimi kaybettim yada annemi yada dostumu vsvs sorgulamak gerek geçmişte kimin canını acıttım acaba diye kime konuşma şansı vermedim kimi ağlattım sebepsiz ve en önemlisi KİMİ BEN GİBİ YAPMAYA KOPYALAMAYA ÇALIŞTIM YANİ DEĞİŞTİRDİM YADA BUNUN İÇİN UĞRAŞTIM...kısaca kimse siz gibi olamaz yada kimseden sizgibi olmasını bekleyemezsiniz herkesin açıklama yapılmaya hakkı vardır ben gidiyorum demeden gidenler KORKAKLARDIR...
Belkide korkağımdır...
Sevdiklerimin yanlış ( genel geçer yanlış,Sadece bana göre yanlış değil ) yaptıklarını bile bile,
beni üzdüklerini bile bile yanlarında kalmaktansa korkup gitmek en iyisi deyip gitmişimdir...
Bir kahvenin kırk yıllık hatrı. Olmaz mı? var elbet.Ama o hatrı iki tarafta bilmeli tek taraf bilirse istediğin kadar kahve iç, bırak 40 yılı bir günlük hatrı bile olmaz...
Mine ÖZÇELİK
uğurlamak yada uğurlamayı göze almak o kadar kolay değil tabii. Ama karşı taraf da başka seçenek bırakmadıysa elden birşey gelmiyor işte. Kimse kimseye benzeyemez lakin, kendi kişiliğine yakın olmayanla anlaşmak için; hayatı sorgulayı bırakmak uygun olmaz herhalde? kişiler sadece kendi yaralarım sarılsın isterler de karşı taraf ne kadar yaralanmış onu görmek istemezler.İşte bencilliğin başladığı ve dostluğun yerle bir olduğu nokta. En önemlisi ne biliyor musunuz? Bu noktaya getirmemek yani FARKINDALIK…
Yorum Gönder